17 Temmuz 2011 Pazar

gunumuzde yasayan sairler siir gibi gercek bir hikaye

GÜNÜMÜZDE YAŞAYAN ŞAİRLER
ŞİİR GİBİ GERÇEK BİR HİKAYE.

Huzuristan'da bir kaç huzurlu saat.
İçerisi gün ışığıyla aydınlanıyordu,öylesine güzel bir koku vardı ki.Ne çiçeğiydi bu kokan,taş duvarlardan geliyordu. Sanki o taşlar taş değil çiçeklerdi,açmış çiçekler.Yerler boydan boya hasır döşeliydi boydan boya sabırla örülmüş sanki hasırlar hasır değil de sabır taşı. Bir testi vardı köşede,içinde saf pınar suyu ve limon ve nane yaprağı ve de böğürtlen suyu sanki cennet içeceği.Pişmiş topraktan yanyana açılmış iki el şeklinde bir kap vardı,avuçlarının içinde haşlanmış mısır ve patates sunuyordu gelen yolcuya,ne ziyafetti doğrusu.Hangi restoranda bu lezzeti ve keyfi bir arada bulabilirdi insan. Kente taşımak zordu bu huzuru, fakat olsun bir parçasını bile götürebilmek çok hoştu.Almadan vermek onların işiydi Aldıkları ikram etmenin,paylaşmanın,huzuru sunabilmenin getirdiği duygu, onlar için yeterliydi.Dışarısı sıcaktı,içerisi ne sıcak ne de serin, ılıktı olması gerektiği gibi.
Bilge kişi "Güzel ve çirkin yoktur"dedi. "Evrende hiç bir şeye güzel ya da çirkin diyemeyiz,beğeni duygusu görecelidir kişilere göre değişir ve her şey dönüşüm halindedir çirkin güzele,güzel çirkine dönüşebilir,bu gün gözüne ya da gönlüne hoş gelen yarın sana tam tersi gelebilir"diye tamamladı sözlerini.
Ne kadar doğruydu bir zamanlar yüzüne bakmaya doyamadığım insanı görmek şimdi bana azap veriyordu,onunla karşılaşmamak için her gün geçtiğim sokağı bile değiştiriyordum.Dün gözüme de gönlüme de güzel görünen şimdi çirkine dönüşmüştü.Belki de bir başka göze çirkinken şimdi de güzel görünüyordu.
Hafif esen rüzgar kamışlardan kaval sesine benzer bir ses çıkarıyor yapraklar fısıltı halinde bir şiir okuyordu;
Kuzgun,sevenin gözüne görünür sanki bülbül.
Sevmeyenin gözünde sırf dikendir gül.
Her şey doğal ve doğayla uyumluydu. Yaradılışa uygun ve Yaradan'ın insanlar için istediği hayat tarzına uygun.Kötü bir söz yoktu,ne kadar az konuştuk ve ne kadar çok şey öğrendim onlardan.

Orada yere tüküren biriyle hiç karşılaşmadım.
Orada ağzından küfür çıkan birini duymadım.
Orada kimse bana alaycı veya aşağılayıcı gözle bakmadı.
Orada ay başı geldi kira geldi diye kara kara düşünen kimse yoktu.
Orada korna sesi fren sesi egzos dumanı da yoktu.
Orada kimse asık suratlı değildi.Kaşı çatık kimseyi göremedim.
Orada yollar asfalt değil parıldayan taşlar ve zümrüt yeşili çimenlerle kaplıydı.
Orada mezar yerleri belli değildi,onlar ruhun ölmediğine gerçekten inanıyorlardı.
Orada yüksek duvarlı okullar yoktu bilge kişilerle bilgiyi paylaşıyordu bir ağacın gölgesinde çocuklar.
Orada vergi yoktu,vergi kaçıranda yoktu,olsaydı yine de vergi kaçırmazdı onlar.
Orada ben yoktum biz vardık.
Orada yaşayabilmek dileğiyle.
                                            Murat Darga
Bu yazım falsaati sitesinde yayınlanmıştır.Günümüzde yaşayan şairler blogspot.com